James Ashcroft (Müdür)
(stüdyo)
18 (sertifika)
93 (uzunluk)
27 Ağustos 2021 (yayınlandı)
2 saat
Bir okul öğretmeni Hoaggie (Erik Thomson), ailesiyle birlikte Yeni Zelanda’nın kırsal manzaralarını ve güzelliğini geziyor. Yorgun ve sinirlidirler, bu yüzden bir göle yakın bir yerde mola vermek için yerleşin. Manzarayı çeken sadece onlar değil ve yabancılar Mandrake (Daniel Gilles) ve Tubs (Matthew Luafutu) tarafından yaklaşılıyor. Başlangıçta bunun bir soygun olduğunu düşünerek, barbarca bir şiddet eylemi filmin gidişatını belirliyor.
Şimdi rehineler ve arabaya sarılmış Hoaggie ve karısı Jill (Miriama McDowell), en kesin varış yeri olan uzun bir yolculuğa zorlanıyorlar. Yol boyunca Mandrake, Hoaggie’yi önceki öğretmenlik işlerinden biri hakkında sıkıştırırken, aynı zamanda Jill’i uzaklaştırmaya ve manipüle etmeye çalışır. Birkaç kaçma girişimi ve korkunç şiddet, sonunda partiyi hedeflerine götürür.
Coming Home in the Dark, izleyiciyi eylemin ve eylemsizliğin sonuçlarını inceleyerek insanlığın karanlığına götüren baştan geri durmuyor. Hoaggie geri dönüp geçmişle ve bunun geleceğini nasıl etkilediğiyle yüzleşmek zorundayken, Mandrake hedefi için gerekli adımları atarken madalyonun iki yüzü var.
Eli Kent ve Owen Marshall ile birlikte yazılan köklü aktör ve ilk yönetmen James Ashcroft, Hoaggie ve Mandrake arasında bazı güvenilir değişimlerle kahramanların psikolojisi ile iyi bir iş çıkarıyor. Atmosfer uygun şekilde karanlık ve tehditkar, şiddet yoğun çok klostrofobik.
Hafifçe düştüğü yerde, kediler için biraz fazla havalı olan Mandrake karakteri, ister yemek yerken ister konuşuyor, ki bunu çok yapıyor. Aşırı stilize edilmiş, bu da izleyiciye pek fazla soluk vermeyen gerçekten acımasız bir filme pek de uymaz.